Tuygun

Ben Tuygun; rüyanızdaki gecenin karanlığında gökyüzünü aydınlatan kuş.

Sen, kışımı yaza çevirir iken

Yazları kepenkleyip giden adam.

Senin düğün dediğine matem diyebilir miydim hiç?

Bir düğünden ötekine geçmek seni yormadı mı baba?

Busenin, vedası olduğunu bilmezdim evvelden.

Ben, vedaları sevmem ki hiç.

Rüyama konup gidelim demiştin o gece.

Hadi kalk, gidelim bu soğuk diyardan.

Sıcak iklimlere, kuş olup uçalım.

Ben Tuygun. Baba, seni götürmeye geldim.

Bu kalp başka kalbe taşınmaz, zilyeti sende

Gülen yüzümün hatırası sende saklı.

Gamzelerindeki buse, benim dudaklarımdan.

Ela gözlerinin titrettiği yürek, benim.

Bir kız çocuğunun isyanı değildir bu

Yürek ırmağının, akan suyudur bu soğuk.

Kurşunlu sahili ıssız, Mudanya kuşları yetim

Ekmek kırıntısı bekliyor serçeler.

Ben senin sevginin kırıntısına muhtaç

Annemin penceresindeki kuş, balkonumdaki gölge sensin, biliyorum.

Mektubum, güneşi selamlıyor sokaklarında.

Sokaklarım çıkmaz yol,

Bastığım her topraktan, sen fışkırıyor adeta.

Gözlerim, toprakları sulamakla cezalı.

Yetmedi mi baba, bitmedi mi cezam?

Çıkmaz sokaklarımın hepsi, sana çıkıyor.

Ben Tuygun, baba seni almaya geliyorum.

YAZAR

Elif Gökçe Demez

EDİTÖR

Elif Berra Kılıç

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir