Alacakaranlıkta Bir Hisar
Bu haydut meskende bilirsin ki sen
Zordur taşımak, ayrılıksa gözlerinde filizlenen.
Göğün kandillerinde sürerken hükmünü matem,
Değil mi ki yolcu eden kederli, düşünceli yolcu edilen…
Yaldızlı tesellileri bu hisarda bulamazsın
Farkına vardın mı bir kez, imkânı yok kanamazsın.
Eski Eylüllerin çıtırtısını duyarsan
Solgun yaprakların kımıltısını yok sayamazsın.
İçimin hapishanelerinde kol geziyor yağız türküler
Bertaraf ediyor ıslıklar
Tüm suskunluk sığınaklarını.
Vesile oluyor, galiz kabuslar
Kahır dolu uyanışlara
Gözlerimde kundaklanan urganlar var.
Selvi ağaçlarının koynunda
Tüm kabuslardan uzak uykulara hasret kalmak her seferinde
Kallavi kapılar kapanırken
Dışarıda kalmak
Vaktinde yetişememek
Vaktinde ulaşamamak, varılacak hedefe
Iskalamak huzuru hayli süre…
Hoyrat bir akşamüstü
Göz gözü görmez bu siste
Kimse kimseyi duyamaz bu seste
Ağrılarımın ağırlaşan yumrusu
Pişmanlık ismiyle bilindik
Saplanan hançerler göğsüme…
Alacakaranlığa teslim, hisar.
Mısraların neferi bu aksi rüzgar
Bilirim, burada pek kalamaz
Sürükleyeceği çok yürek var.
YAZAR
Oğuz Öztürk
EDİTÖR
Zeynep Gökçe Azman

Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!