Ahlaf

Akla karanın ayırt edilemediği bir zamanda
aman dilemediler
Sakladılar düşlerini toprağa
Kıldan ince kılıçtan keskin düşüncelerle.
Yıkılması beklenen bir zihniyetin hayaliyle.

Sözcüklerin kalabalıklar arasından sıyrılma gayesi
Bakınca aleme ve etrafa bir ziynet hamlesi
Durarak arkasında sahteliklerin.
Kibre teslim bir hâl, ne elim.

Bitmiyor rüzgârı gönül dağının
Ar ediyor bazı zaman sızıları bile
Gerçekliğinden vurulan çağın.

Namustur hudut
ve
sinirli bir harptir içimizdeki
soğuk…

Görmüyor gözümüz, aklımız bildiğini okuyor
söylenecek sözlere sahip suskunluğumuz
ve bir yol arıyoruz, yoruyor.
Yüksek etiketler ile kaybolmuş orta direkler,
maruz kalmış ağır yüklere omzumuz.

Kasıp kavuran bir silsile, sehven değil
Daima mükerrer.

Geçmiş zamanın nasihatleri
evvel zaman içindeki,
uzak kalan milenyumdan, çok uzak

Uçurumların gövdesine tutunan
tutunmaya çalıştıkça kanayan
yanılsamalar, ihtilaf.
Ve sarp kayalıklardaki ahvali ahlafın,
düşündükçe yutkunan.
Unutmayan!

YAZAR

Kasımhan Yücetürk

EDİTÖR

Ekrem Müftüoğlu

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir