Filmlerin Buğusu

-Bizi aynı filmin karesine sığdırmıştı tanrı, iyi bir yönetmendi o-

İçimdeki iyiliğin susuz yanını bulmuştu huysuz bulut, imgesini elimden aldı.
Kollarımı bağlayıp kalbimin gönül saraylarına oturdu bir masalın dağınıklığı.

Bi’ yudum daha serzenişin sızısına sığdırdı ıslanışını.
Ben de memnun oluyorum serzenişin yaratılışı.
Ben de huysuz bir tanrıya dönüşüyordum sen bana baktıkça açıkçası.

Duvarda asılı pahalı tablonun paha biçilemez düşüşünü seyredeceğiz şimdi seyircilerle.
Yollar oldu çığ konvoyu eşlik edilemeyecek gökyüzünün rengine.
Kendi nerde? Turuncu kapanların kireç kokusunda mı boğuldu?
Her neyse konu bu mu?

Ayılmak istiyordu gökyüzünün dertsiz yankısı.
Sen bana taptıkça ben de huysuz bir tanrı oldum açıkçası.
İnan ki her dağların dermanını melodine sığdırdım.
İnan ki sessizliğin külünü tedavine bağladım.

Bir fincan yağmur ateşinde kavruluyorum,
Koridorun sonundaki cesedi görüp,
Sana doğru savruluyorum.

Film şeridi sardı,
Bitti uçsuz bucaksız film şeridinin hatırası.
O tenin umutsuzluğa sarılsın,
Adın uzak yollarda yankıyla anılsın.

YAZAR

İrem Yılmaz

EDİTÖR

Ekrem Müftüoğlu

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir