Dudaklarıma Dair

Geleceğimin boynu eğik, geçmişimin şımarıklığından
Anlam kalmadı dudaklarımda, dadanışımın sebebi budur senin dudaklarına..
Dudaklar, onlardan çıktı binlerce marş, aşka fısıldama, gecelere ağlayan çığlıklar
Babamın diline kırkında varan cümleler, yirmi birinde uğradılar benim dudaklarıma
Bu hem korkunç hem de müthişti, belki bana geleni babam dudağından kovmuştu!

Sende yaşadığım neydi ki dudaklarında bu kırmızı kire tapındım?
Tan rengi çöllerden geçip de buldum seni, Yunus zikirlerinde tanıdım
Affet ki dudaklarının ebedi sadık bir âbidi olamadım sevgilim!
Çün, tapınmamak lanetiyle şereflenmiştir bu esâfil ruhum!

On altısına varmadan balık içine düştü benliğimin kıyafeti
Dudaklarım daha bakirdi, çatlamamıştı Balıkesir otogarında!
Sabahları ilk secdeye varandı dudaklarım, geceleri gözyaşlarımı içendi
Tanımadan genç kadınların dudaklarını, tanıştı rûh-ul beyânla!

Neyin nesi ki karıncalanır bedenim senin ismin anılınca?
Arzularım ney ki sana varıyor en mahrem hayalllerim?
Neden esiyor tüm Logos’un o sert yağmur içeren rüzgârı?
Senin o kırmızı, günaha ve kavgaya çağıran dudaklarında…

YAZAR

Berat Şendil

EDİTÖR

Elif Berra Kılıç

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir