gece ile gün mübadelesi

güz düşer varlık tiyatrosunun ani karartılarına
gün geçer de ay doğar gözlerime
yeşeren kara dağların günü güzellemesiyle
gelip geçen ummadığın sözlüklerin düşkün yansımalarını sonra
yaşı özünden beter bir ruhun gülümsemesini duyarım

suretine bir evren sığdırsan gece olur
uyanırım
anıları baştan yazacak kudrete mi
ay doğsa ve bir daha ölmese
anları baştan yorumlamak mı yoksa
günü batıran ve denizi yakan akşamın alevleri

karanlığa hapis olmak için çok geç kaldığımın habercisi
cumhurbaşkanına hakaret neden ayrı bir suç teşkil eder
e5’i kilitleyen herhangi bir hıyarın da seçimi kazanması muhtemel değil mi

ülgen mesleği bırakalı neredeyse bin yıl geçti
erliğin derdi neydi ki kaburgamı söküp de sil baştan var etti
ne demek erlik hiç var olmadı
bu anlamsız aidiyet neyin nesi
ruhumun surlarla çevrili arazilerinde hangi dağın esintisi

bir zebani tokmağı deyince yıkılırsa bütün dağlar
kudretin çaresizse ve benliğimin esiriysem bilmem kaçıncı senedir
hanlığın, hakanlığın nerede kaldı anlamam bilmem
han olamadın madem kişi olmayı bir dene
elbet kozmos sıradanlaşır bu meçhul galibiyetinde

YAZAR

ekrem müftüoğlu

EDİTÖR

Nur Aydoğan

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir