Masal Soluğu

Adının mevsimler doğurduğu bir bahara gebeyiz.

Hayatsız kalmıştım herkesten gizlice,

Öylesine bir tende,

Senin ruhun, baharı kendine bağladı.

Cildi çürümüş bu şehrin havası,

Gönüllerimizi birbirine bağladı.

Dünyanın acıları tıkandıkça bir bedende,

Senin sesinle seslendirir meyveleri,

En güzel mevsimlerin içinde.

Islanmış aynalarda şaşırtırdı beni,

Kendi yüzüm.

Sana dokunmadan önce.

Uzun uzadıya uykularım kaçardı benden,

Seninle temasa geçmeden önce.

Senin külden parmakların vardır.

Bana dokundukça sirayetlenir,

Açılır girdaplar.

Yüzlerimizin birbirine açılan karanlık odaları havalandırır soluğun,

Tenimle birlikte.

Ellerime seni eklerim,

Seninle dolmadan önce.

Nasıl ki gömleğinde seninle gezinen bir ben vardır,

Ben gömleğinden önceyimdir,

Sana.

Beyinlerimizde dolaşan kanla dolu hüsranı,

Birer anatomi bilgisiyle dağıttık.

Ay, bizim gündüzümüzde bulacaktır ikimizi.

Gizliden gizliye örgütlenerek beynimde,

Bir saltanatı yeşerten sen,

Senin tahtına kurulmuş ben.

Heyecanlar seni seyreder her bir yükselişlerinde,

Umutlar seninle büyür her bir gelişmelerinde,

Bellidir ki senin gülüşlerin,

Tüm bu durumlara,

Tüm bu yakarışlara,

Haykırışlara ve ömrüme gebedir.

Belli ki sen,

Heyecanlara bedelsindir.

Çehrenle beni diyardan diyara,

Uçurmadan önce.

Bir masala yaraşan bedeninle…

YAZAR

İrem Yılmaz

EDİTÖR

Sinem Saka

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir