Merdut ve Çiçek
Ruhum umarsız bir kör gibi düşe kalka
O zifirî karanlık menzile eriyor
Sanki Apollon’un yattığı katafalka
Mahzun ve içten bir iman ile yürüyor
Yedi perdü altına sığan itikâfta
Ey yedi kat göklerin almadığı mevta
Bütün ümitlerim seninle aynı safta
O mahdut Araf’a senden yorgun yürüyor
Kanımı şarap gibi uyutan küleğin
Ağırlığıyla bükülen nazik bileğin…
“Merdut!” Alnında kızıl mührüyle feleğin
Bedbaht oğlu dönülmez bir ufka yürüyor
“N’olur olsam minik bir çiçeğin toprağı?
Can bulsa benden özü, kökü ve yaprağı…”
Apollon ve semayı ışıtan çerağı
Bu son dileğimi sıcağıyla bürüyor
Beni yâd ederken o asil insicâmı
Bir şiir hâlinde taşıyor ihtişâmı
Ve son seyredişimde sefil serencâmı
Yine vuslatsız firkatin hüznü bürüyor
Bu son ağıtla gökten ıssılar inerek
Kara katafalkın etrafını örüyor
Ve meltem denizden yumuşacık eserek
Göz kapaklarımı karanlığa bürüyor
YAZAR
Muhammed Âkif
EDİTÖR
Elif Berra Kılıç
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!