Shortların Şafağı

“Câh ü mevki-kârı çok oldu gözümden düşeli,
Bunların hiçliğini ben bilerek öğrendim.
Şimdi de kalmadı nakdin nazarımda kadri,
Kirli ellerde görünce paradan iğrendim.

Bizler günlük yapay ülke gündemi ile uğraşırken ABD’de gençler, milyar dolarlık yatırım fonlarının ümüğünü sıkmakla meşguldü. Belki olayın tüm gelişimini biliyorsunuzdur, bu konuda çok yazılıp çizildi. Bilmeyenler için tüm mevzuyu basitçe anlatan bir video bırakıyorum buraya. Ama ben başka bir açıdan ele alacağım. Önce gençliği neyin harekete geçirdiğini sorgulayalım ve soralım; neydi onların doğası, bir arada hareket etmelerine neden olan eğilimin itkisi?

Pandemi sürecinde ekonomiyi ayakta tutmak için ABD, her ekonomik-sosyal krizde olduğu gibi yüz milyarlarca dolar para bastı. Bu da doların değer kaybetmesine neden oluyor… Cebindeki paranın değer kaybetmesini istemeyen gençlerin elinde 600 dolarlık teşvikler tarihin en anarşik piyasa hareketinin de temeli olacaktı. Boomerlar gibi altın almak yerine bu paraları hisse senedi ve kriptoparalara yatırdılar. Piyasada teknik ve temel analizler ile yolunuzu bulursunuz. Her genç gibi hızlıca zengin olmak isteyen WSB (r/wallstreetbets) kitlesi de havadan gelen bu paraları teknik analizleri umursamadan yönetiyor kazanıp kaybetmeyi önemsemiyorlardı. Bu da yatırımı bir kumara dönüştürüyor. İşin aslına bakacak olursak çok da zeki insanlar değiller. Yine de aralarında oldukça zengin ve piyasayı iyi takip eden birileri var. Bunlardan biri GME(GameStop) hisselerini önceden alıyor. Bu GME dediğimiz GameStop, dükkanda fiziki olarak oyun satan bir firma. Dijital dünyada vizyonsuz, nostaljik bir figür. Steam’in oyun dünyasını dijitalize etmesiyle gücünü kaybetmişken, pandeminin etkisiyle pek çok dükkanı kapatmak zorunda kalıyor.

Kısa bilgilendirme: -evet en kısa ve basiti bu-

amerikan borsasında short-stock denilen bir olay var”

legal bir olay ama tam bir kahpelik. milyarder yatırım fonları bir hissenin düşeceğini tahmin edip ondan sonra o hisseleri hisselerin gerçek sahibinden ödünç alıyor. nasıl yani ödünç? “hissenin kontrolünün bende olduğu her gün için sana şu kadar para vereceğim” diyor, hisseyi kiralıyor ama satma izni var. eğer satarsa kiraladığı andaki fiyattan gerçek hisse sahibine ödemeyi yapıyor ve satın alıyor. yani kiralık hisse değer kazandıysa kiralayan kişi kâr etmiş oluyor.  neyse, konumuza dönelim. hisseleri toplayan şirket, panik yaratmak için hemen hisseleri satmaya başlıyor. gerçek hisse sahipleri de diyor ki: “bu çakılacak, benim elimde patlayacak, hemen satayım, zarar etmeyeyim.” sonra bu milyarder yatırım fonları geliyor, tek tek hisseleri ederinin altında topluyor, sonra gerçek ederine satıyor. yani parasıyla ve manipülasyonla para kazanıyor Kaynak

Melvin Capital, bu hikayenin kötü adamı. Short pozisyon açarak hisselerin yükselmesini engelleyip fiyatları baskılamaları ile tanınıyorlar. Yükselebilecek bir hisse hakkında milyar dolarlık bir fonun short pozisyon açması o hissenin düşeceği yönünde de psikolojik olarak bir baskı yapar ve elinde o hisseyi tutanları satmaya iter. Daha önce Tesla’ya da short pozisyon açıp bundan para kazandıkları için Elon Musk bunlara kinli. Yukarıda bahsettiğim gençler WSB adında bir reddit forumunda takılıyorlar. Sayıları da hiç az değil. GME hissesini daha önce alan bir üyesi hem kazanç sağlamak hem de Melvin Capital’i zarara uğratmak için GME hissesinin eğer 100 Doların üzerine çıkarsa Melvin’in bu pozisyonu %100 zararla kapatacağını ve bu Wall Street adamlarını zarara uğratmanın keyifli olacağını belirtiyor. Kısa sürede fiyatlar 100 doların üzerine çıkıyor. Zarar 5 milyar dolar! Devamında başka yatırımcıları da hesaba kattığımızda zararın 70 MİLYAR DOLAR olduğu söyleniyor. GME hisseleri birkaç hafta içinde Elon Musk’ın da desteğiyle 480 Doların üzerine çıkıyor!

Ama dedik ya onların maksadı politik, isyankâr bir söylemde bulunmak değil. Yine de aralarında herkes için eşit kuralları olan, zenginlerin korunduğu kadar fakirlerin de korunduğu bir sistemi talep edenler de var. Bu isteklerinde ne kadar haklı oldukları, kralın ne kadar çıplak olduğu kısa sürede ortaya çıkıyor. Yoksa sistem o kadar da umurlarında değil. Gençler bir araya gelip ne yapabileceklerinin farkındalar sadece. Onlar piyasalarda tüm zamanların en etkili eylemini gerçekleştirirken RobinHood (Bu gençlerin işlem yaptığı komisyonsuz borsa) ise -belki doğru belki yanlış- GME hisselerinde alım taleplerini kapatarak bu eyleme cevap veriyor. (RobinHood’un alım emirlerini kapatmasının nedeni çok yükselen bir senet’e[1] daha fazla kişinin girmesini engellemek. Çünkü kısa sürede çok yükselen bir şey aynı hızda düşer ve yatırımcılarını zarara uğratır. Ama gerçek neden bu mu?) Peki sadece alım yapmayı mı engelledi! Hayır! Buraya kadar müşterileri korumak maksadıyla davrandığını söyleyebiliriz ama bundan sonrası çirkinleşiyor!

Kullanıcıların ellerindeki hisseleri, onların rızası olmadan satışa koydu! Şimdi toplu bir davayla karşı karşıyalar ve bu davanın sonucu, sonrası için emsal teşkil edecek. Bir borsa nasıl olur da kullanıcılarının varlıklarını satışa çıkarabilir? Nasıl olur da kurumsal yatırımcıya ucuzdan verebilir? Oyunun kuralları herkes için o kadar da eşit değil! Kazanma hırsı ve regülasyon talepleri arasında git gel yaşayan bu gençlerin birkaç günde yarattığı etki, sistem karşıtı görüşlerden ve buna adanmış hayatlardan çok daha büyük bir zarar verdi sisteme. Risk fonlarının zarar görmesi ya da kazanç sağlaması hâlinde her zaman zarar gören emeklilik birikimi yapmaya çalışan küçük yatırımcıya olur. Risk fonlarının kaybettiği milyarlar zaten zenginlerin yoksul insanların birikiminden talan ettiği para. Bu para çalanlardan çalındı. ABD’de 0 faizli kredileri ve devlet desteklerini iyi değerlendiren gençler bize oranla oldukça şanslı. Üzerine kumar oynadıkları birikimlere, iyi maaş alan bir Türk genci bile sahip değil. Bu kadar genç bir nüfusa sahip olmamıza rağmen çevremizde hiçbir değişimin öncüsü olamamamızın nedenlerinden biri de paramızın olmaması. Üniversite okuyup iş bulamamak, KPSS ile atanmayı beklemek ve ara sıra canımızı sıkan şeylere sosyal medyadan tepki vermek bizim neslin karakteri olmamalı. Her şeyin ötesinde riskin ve paranın iplerini ele almaya; her gün televizyonda önümüze konanı yemek yerine kendi gündemimizi belirlemeye, gündemi ele geçirmeye, mücadeleyi kabul etmeye ve sorumluluğu üstlenmeye ihtiyacımız var.

Esen Kalın. -evet Tomris’ten çaldım-

Editörden Not: Bu sefer burada çünkü bir meramımı anlatmak istedim…

[1] “Senede” sözcüğünü okurken ben dahil pek çok kişinin kafasının karışabileceğini, “senet”ten ziyade “sene” olarak algılanabileceğini düşündüğüm için kasıtlı bir hata yaptığımı bilginize sunmak istedim…

YAZAR

Cengizhan Selçuk

EDİTÖR

Ekrem Müftüoğlu

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir