I.

dediler huz ma safa da ma keder
gözüm senden başkasın görmedi
ayıkmır şiddet-i tecelliden
nedendir de kara gözlüm nedendir
şu benim geceleri uyumadığım
mukteza-yı tâli’im mi dûr eden senden beni
yoksa ey çeşm-i siyahım bîvefa denmez sana

düşünmesem ve koyversem ellerimi belki çok şeyler söylerim
seni çirkin bir ihtiyar olmadan burnundan öpmeliyim

yemek ye diyor annem, hep alışkanlıklarım sonunda
kamü’ymüş yok bilmem kimmiş, bilincim çatlayacak
her şey senin saçların çözüldükten sonra başlayacak

II.

güzel sever diye
bühtan ederler
meni ta’n eyleyen gafil
seni görcek utanmaz mı
hem menim hakk’tan özge var mı sevdiğim
severim her güzeli senden eserdir diyerek

gara gözlerini gördüm
tezelendi köhne derdim
seninki zeytindi ama zeytin yeşile çalardı
alıp kaçardı göynümü
keçerdi bir sona kimi dağlardan
gönül dağlarından
on yedi kurşunu yeyip de ölmemiş yüreğim
gözlerin ki istanbul olur birden
gözlerin karşısında divan-ı humayunda kemerbeste vüzerâ kimiydi

III.

ne qeşengti handelerin ey yüzü mâhî
ki gökte kırlangıçça gezer yüzerdi
söyletirdi kandeleri tüm meclûb-ı hüsne
eserdi bir meltem ki gözlerindir
bâd-ı sabâ
çâre, pâre, yâre evelallah

kehkeşan dönüp baka cemalına
bula ışıltı cümle sitâre
aurora kimi büyülenir alem de
ihtimal kopar kıyamet

bir azerbaycan gözeliydi leylâ
ki ram olur
ahu afet.

IV.

bilirsin tunadan bu yana mah yüzlüm biz
bahar erişince aman, aman güzel severiz
gül yüzlü yâri de aman
aman da hile ile de severiz

sen türk ellerine gelende
tarumar alem turan olur
ruha bir sürurdur
rayihası kaşların ki
sende iki kalemdir
kadir allah çekmiş
kaş yerine

V.

demezdim
kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin
güzeldin de
ben ister idim seni ebedi
kuğuları uçmağın dolanaydı etrafında
rumûzuydun şems-üş şümûsun cihanda
açıla kendisi olaydın ukbada
bir mikyas-ı hüsnsün ya fezada
tarık yıldızı gibiydi yüreğim kapıda
çalardı birer birer leyla hangi kapıda
yakardı neruda kuşlar sanatın
seni görse asuman üzre tâirken
fâikken sen cümle nisvâna
gizli kuşları gecenin
sana ötmeye gelirdi ay vakti
sen çıkardın süpernovalar ışıldardı
müminler müşriklerle savaşırdı
topuğunu da göstermedin ya sen
ama kör ettin godayvayı da

sana bakmak sen diriyken
diriyken sen sana bakmak
bakmak sana sen diriyken

sana bakmak
sana bakmak
sana bakmak
basamak basamak hep
sana bakmak

VI.

bakıp da bir kez babam ağlamıştı bana
sildin sen onu da saldın asumâna
bey oğlu değil er oğlu olarak
çarpışırdım ejderlerle senin için
bakardım pusatlarına yukardan
bakardım
dalardım mahşerine sevdanın
ki bulmak için nabzımı
seyrederdim sende denizlerin en turkuazını
ki biter onlar da
bitmez kelimeleri tanrının
ben onlardan güzeli seçmedim sana
seni güzele seçtim
baksın anlasın kendisi neymiş

çözülmüş bir sırrın üzüntüsü değildi bilmek seni
geceleyin bir koşuydu
küçelerinde
o bağımsız dağların

yüzündür cihanı münevver eden
fedadır yoluna bu can ü ten.

VII.

kasvetli bir günün açıldığı aralıkta
hüzün dolu bir yarına
unutma bu şiirim bir fetihtir leyla

işitmediğim vakitler o şirin dilini
hatıra bırak bana oyalı mendilini

the sun of beauty is you in this dungeon
besides your voice of tone
i would help you to carry the stone.


Mehmet Enes SÖYLER

Editör: Zeynep Gökçe Azman

1 cevap
  1. hilacivert
    hilacivert says:

    Nâçizâne, her metnin tekrar tekrar okunması ve büsbütün hassasiyetle seçilen kelime ve dahi kalıpların öğrenilip düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Dilerim daha çok şiirlerini okuruz şairimizin.

    Cevapla

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir