Minik Mehmet hayat denen savaşa komutanını kaybederek başlamıştı, onun için bu ne idiği belirsiz toz bulutu içinde ilerlemek oldukça güç olacaktı. Komşuları babası için hep; “uzaklara gitti, çok güzel bir yerde” diye bahsediyorlardı ama Mehmet, o güzel yerin neresi olduğunu ve babasının neden orada kaldığını, en önemlisi de annesinin kendisini neden o güzel yere götürmediğini merak ediyor, içi içini yiyordu.

Günler birbirinin ardında doğudan batıya ucu bucağı gözükmeyen vagonlar misali dizilirken Mehmet büyümüş, okul çağına gelmişti. Amcası, Mehmet’i alıp okul için alışverişe çıkarmış, üzerinde araba figürleri bulunan çantadan kaleme, rengârenk ataşlardan sayı boncuklarına kadar her ihtiyacını almıştı.

Ardından amcasıyla okula kayda giden Mehmet’i okul müdürü kapıda karşılamış, hoş bir sohbetten sonra kayıt işlemlerini tamamlayıp, Mehmet’in Amasya elması gibi parlayan yanaklarından öpüp onu yollamıştı. Okulun bahçesindeki uzunca bir duvar üzerinde bir adam gövdesi gören Mehmet bu adamın kim olduğunu merak edip amcasına:

-Bu duvar üstünde oturan kim amca? diye sordu ve karşılığında merakını daha da derinleştiren bir gülümseme cevabını aldı. Mehmet’in merakı boyundan daha çabuk büyüyor ve duvar üzerinde duran adama anlam veremiyordu. Eve henüz gelmişlerdi ki bir heyecanla annesine amcasıyla aldıkları arabalı çantasını, rengârenk kalemlerini gösterdi. Yeni eşyalarının albenisine kapılmıştı ki içeriden ses duydu:

Paşam gel bakalım yanıma, duvarın üstündeki adamı anlatayım sana.

Merakla yerinden kalktı ve her zaman yaptığı gibi amcasının kucağına koştu, amcasının yüzünü sanki haritada bir yer arıyormuş gibi süzdü ve sordu:

-Kim o duvardaki adam amca?

Amcası Mehmet’e sarılıp öptü, sonra başladı anlatmaya:

-O, duvar üzerinde oturan adam Mustafa Kemal ATATÜRK. Ülkemizin kurucusu, şartlar ne olursa olsun pes etmeyen, boyun eğmeyen, toprağını kimseye vermeyen büyük komutan; o bizim büyüğümüz, onun için adı: Ata-türk. Burada yaşayan herkes onu sever ve onu kalbinde taşır.

Amcasının anlattığı bu kişiyi “duvar üstünde oturan adam” olarak bilen Mehmet, duydukları karşısında göz bebeklerini büyüterek amcasına “Atatürk de babam gibi güzel olan yerde mi amca?” dedi.

Duyduğu soruyla irkilen amcası güçlük çekse de yanıtladı:

-Evet paşam, Atatürk de orda, babanla o güzel yerde. Baban iyi bir askerdi, baban Atatürk’ün askeriydi, şimdi ikisi de o güzel yerdeler, orası cennet…

Babasının o güzel yerde Atatürk’le birlikte olduğunu öğrenen Mehmet, Amasya elmalarını anımsatan yanaklarını iki yana çekip gülümsedi ve “Ben babamı da Atatürk’ü de çok seviyorum artık…” dedi.

Ulusumuzun kurtarıcısı, cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’E derin saygı ve dinmez sevgiyle…

Bademlik, 2020

EDİTÖR

Elif Berra KILIÇ