“Gördüm ki Tanrı devlet güneşini Türklerin burçlarından doğdurdu feleklerin çemberlerini onların ellerinde döndürdü, Türk adını onlara kendisi verdi, Türkleri ellere sahip etti, bu asrın sultanlarını onlardan gönderdi cihandaki bütün milletlerin dizginlerini de Türklerin eline verdi…”

“Derdini dinletebilmek ve Türklerin gönlünü kazanmak ıçin onların kendi dilleri ile konuşmaktan gayrı yol yoktur.”

“Sözüne güvenilir Buhara ve Nişabur imamlarından duyduğuma göre Peygamber, Oğuz Türklerinin meydana çıkacaklarını söylediği sırada, (Türk dilini öğreniniz, çünkü bu millet için uzun bir saltanat mevuttur) mealinde bir hadîs buyurmuş. Bu hadîs doğru ise Türk dilini Öğrenmek, Tanrının emri ile boynumuza borçtur; doğru değilse o zaman da akıl bunu icabettirir”

“Türk dilinin Arap dilinden geri kalmadığı belli olsun diye, kullanılmakta olan kelimelerle bırakılmış olan kelimeleri bu kitapla birlikte yazmak arasıra içime doğar dururdu…”

“Kitaba Türklerin görgü ve bilgilerini göstermek maksadiyle, söyledikleri şiirlerden serpiştirdim, ak ve kara günlerinde yüksek düşüncelerle söylenmiş olan savlarını da aldım..”

“Ben Türklerin en öz dillisi, en açık konuşanı, soyca en köklüsü, en iyi kargı kullananıyım. Onların yurtlarını baştan başa dolaştım. Türk, Türkmen, Oğuz, Çigil, Yağma, Kırgız boylarının manzumelerini belliyerek faydalandım. Bana sonsuz bir şeref, bitmez tükenmez bir azık olsun diye yazdığım bu kitabın adına da, Tanrıya sığınarak, (Türk Lûgatleri Divanı) dedim…”

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir