Solgun yüzlerin haritası sokaklarda
Yaşanan vedalar anıtlaşmış rıhtımlarda
Acımasız bir ayazın içine bıraktım benliğimi
Kaç seyahatin tanığıysa bu yıldızlar
Onlar namına yaktım tütünümü
Yarınların tedirginliği vardı üzerimde
Aniden sis çökmüştü kente
Kumsalda sarhoşluklar
Uçsuz bucaksız denize
Uçuruma bakar gibi bakmışlar
Görülecek hesabı var denizlerin
Küstü bize bu şehir
Küstü bize bu gökyüzü
Yokluyor sızısı anımsayışların
Saatlerin kıpırtıları hırçın
Takvimler kilit tutmaz
Sahibinden satılık uykuyu, devralmış gece
Günün birinde yolculuk vakitlerinde
Açılır yelkenlerimiz yeni serüvenlere
Yel eser kımıldanır ceviz ağacının yaprakları
Dile gelir göğün ışıkları
Dinleye dururuz şu köhne köşede
Dünyanın fısıltılarını
El verip taşıyacak doludizgin akan ırmaklar kederimizi
Elbet sezen olur yumrukların feryadını ve yolların çilesini
Düşünmek maziyi denize nazır akşam vakitleri
Bayraklaşıyor ufuklarda suskunlukların çehresi
Kulağımızda hâlâ o şarkıların izi
Onca uğultunun ardından çıkagelen
Yaşamak ezgisi
Oğuz ÖZTÜRK


Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!