Yazılar

Eğitim öğretim süreçlerinin tarihsel süre içerisinde var olduğunu göz önünde bulunduracak olursak; pek tabii kültürel gelişmeler, medeniyetlerin kuruluşu ve yaşanan teknolojik gelişmeler eğitimi farklı boyutlara taşımıştır.

Yazı teknolojisinin de birtakım eğitsel süreçler sonucu ortaya çıktığını kabul edecek olursak; medeniyetlerin kuruluşu ve insanların kolektif yaşamaya başlaması eğitim kavramının nitelik ve nicelik olarak gelişmesini sağlamıştır. Kurulan medeniyetlerin zamanla gelişmesi, yapılan savaşlar, ticari faaliyetler medeniyetler arasındaki etkileşimi arttırarak toplumların birbirlerini eğitmenlerini sağlamıştır. Böylelikle bilgi, farklı coğrafyalara yayılma imkânı bulmuş ve insanlar, coğrafi koşulları da göz önünde bulundurarak eğitsel koşulları geliştirmiş ve eğitim kavramı kurumsal bir yapıya bürünmeye başlamıştır.

Nitekim İsa’nın doğuşundan sonra eğitim kurumlarının varlığı ve çeşitliliği artış göstermiş, bu artış günümüze kadar gelmiş ve yarınlarda da devam edecektir.

Uzaktan eğitim tarihini anlamak, uzaktan eğitim için birden fazla tarihsel yolculuk olduğunu ve uzaktan eğitimin evriminin kolayca gerçekleşmediğini gösterir. Günümüzde eğitim yeniliklerinin uygulanması ve kabul edilmesinde karşılaşılan aynı sorunların çoğuyla, insanlık tarihi boyunca uzaktan eğitim nedeniyle karşı karşıya kalınmıştır. Uzaktan eğitimin tarihi “yazışma” şeklinde 1700’lerin başına kadar izlenebiliyor. Daha önceki tarihlerde nispeten buna benzer uygulamalar da görülmektedir. Ancak teknolojiye dayalı uzaktan eğitim, en iyi görsel, işitsel cihazların 1900’lerin başında okullara girişi ile gelişme göstermiştir.

İlk eğitim filmi kataloğu 1910 yılında Reiser tarafından ortaya çıktı ve 1913’te Thomas Edison, filmin icadı nedeniyle okulların önümüzdeki 10 yıl içerisinde tamamen değişeceğini söyledi. Ancak bu öngörünün gerçekleşmesi için ciddi bir zamana ihtiyaç vardı. Eğitim medyası 1920’de, birçok sınıfta olduğu gibi slaytlar ve hareketli görüntüler şeklinde birçok uzatma programı ile tanıtıldı, uzaktan eğitim tarihi izlenmesinde, televizyonun bir öğretim aracı olarak tanıtılması yazışma eğitimi geleneğinin dışındaki teorisyenler ve uygulayıcılar için önemli bir giriş noktası olarak görünür, yazışma çalışması ve öğretim medyası için paralel yollar ortaya çıkar. Bu konuda Iowa Üniversitesi uzaktan eğitim adına çeşitli uygulamalar geliştirmeye çalışır. Bunlardan bir tanesi radyo üzerinden eğitim vermek, diğeri ise uzaktan öğretim kurslarının oluşmasını sağlamaktı. Sonrasında ise kullanılan görsel ve işitsel materyaller, eğitimdeki ilginin artmasına olanak sağladı ve savaştan sonraki 10 yılda uzaktan eğitime dair araştırma programları oluşturulmaya başlandı. Bu çalışmaların çoğu, öğretim ortamlarının sınıf öğrenmesini nasıl etkilediğine ilişkin teoriyi anlamaya ve üretmeye yöneliktir. Ülkemizde ise uzaktan eğitime dair ilk çalışmalar Anadolu Üniversitesi’nin öncülüğü ile başlamış ve günümüze kadar önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

Salamon ve Clark, öğretim araçlarının değil, öğretim stratejilerinin etkili öğrenme anahtarı olduğunu, eğitim teknolojilerinin uzaktan öğretime olan etkilerinin yadsınamayacağını ve eğitimin gelişmesi için uzaktan eğitim programlarının da takviye edici ya da eğitim programlarını geliştirici bir rol üstleneceğini belirtmiştir.

Çok yakın bir tarihe kadar eğitim kavramı genellikle tek bir perspektif içerisinde değerlendirilerek yüz yüze eğitim kavramını karşılar hâlde uygulanmıştır ancak teknolojinin gelişmesine bağlı olarak eğitim içerisine teknolojinin dahil edilmesi -ki eğitimde kullanılan ilk teknoloji yazıdır- ile eğitimin daha farklı perspektifler içerisinde gerçekleştirilmesi mümkün olmuştur.

Sanayi devrimi gibi tarihsel gelişmeler neticesinde eğitim ve öğretim süreçlerinin günümüz yapısına doğru evrildiğini görürüz. Fakat eğitim ve öğretim kavramlarının günümüz anlamının altyapısını hazırlayan önem, hiç şüphesiz Orta Çağ İslam uygarlığıdır. Özellikle Karahanlılar ile başlayan bu süreç zamanla Selçuklulara devrolmuş, Selçuklular da çeşitli medreseler yaparak eğitim kurumlarının yapılanma süreçlerine önemli katkıda bulunmuşlardır. Öte yandan Nizamiye Medreseleri o günün dünyasında en önemli eğitim kurumu hâline gelmiştir. Yine Selçuklular döneminde, medreselerde mektup yoluyla uzaktan öğretim yapılmaktaydı. Yaşanan Haçlı Seferleri ile birlikte Doğu, eğitsel yapıda Avrupa’yı etkilemiş ve yine batı dünyası ile İslam dünyasının siyasi etkileşimleri sonucunda yaşanan Coğrafi Keşifler sonrasında, Avrupa’da Aydınlanma Çağı yaşanmıştır. Böylelikle günümüz eğitim kurumları ve eğitim öğretim faaliyetleri oluşmaya başlamıştır. Nitekim teknolojik gelişmeler de bunu tetiklemiştir.

Uzaktan eğitim kavramını doğuran en önemli gelişmeler, Sanayi Devrimi sonrasında ortaya çıkmıştır. Özellikle 1830’ lardan sonra eğitim kurumları günümüz yapılanmalarına doğru yönelmeye başlamış, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin farklı bir perspektif çerçevesinde gerçekleştirilmesi mümkün olmuştur. Pek tabi bunun oluşmasında ekonomik faaliyetlerin etken oluşu da eğitime farklı bir boyut kazandırmış, eğitime çok yönlülük vererek gelişmesini sağlamıştır. Eğitim ve öğretimin farklı ortamda yapılabileceği sonucu ortaya çıkmış, sadece binalarda değil her yerde ve her zaman dilimi içerisinde eğitimin mümkün olduğu gösterilmiştir.

Coğrafi koşullar başta olmak üzere insan hayatını etkileyecek birçok olay, başta yaşamsal faaliyetleri sekteye uğrattığı gibi eğitim ve öğretim süreçlerini de aynı orantıda sekteye uğratmaktadır. Nitekim günümüzde CoronaVirus tehlikesiyle yüz yüze kalan insanoğlu, insanlık tarihinin var oluşundan beri böylesi olaylarla karşılaşmıştır ancak günümüzdeki teknolojik gelişmeleri ve imkânları da baz alacak olursak insanoğlu, bugün söz konusu virüsün etkileri ile mücadelede daha şanslıdır. Ayrıca daha çok imkana sahiptir. Eğitim ve öğretimi sekteye uğratan herhangi bir olay ya da süreç aslında eğitim ve öğretim süreçlerine farklı bir perspektif kazandırmıştır. Eğitim ve öğretim kapalı mekanlardan taş duvarlardan kurtulup insanların farklı ortamlarda bilgi edinebilmesini sağlayan bir sürece de kapı aralamıştır. 

Bates, uzaktan eğitimde medya ile bazı dezavantajların teknolojideki son gelişmeler ile ortadan kaldırıldığına inanmaktadır. Bates, yeni teknolojilerin, daha geniş bir öğretim işlevi yelpazesi ve daha yüksek bir öğrenme kalitesi, daha düşük maliyetler, daha fazla öğrenci kontrolü, öğrenciler için daha fazla etkileşim ve geri bildirim vaat ettiğini ileri sürmüştür. Media ve yöntem meselesinin uzaktan eğitim ile ilgili olarak tartışılmaya devam etmesi muhtemeldir ancak uzaktan eğitimin diğer öğretim yaklaşımlarından farklı olduğuna şüphe yoktur. Gehlauf tarafından, öğretmenlerin interaktif televizyona kıyasla geleneksel sınıftaki öğretim dönemine tepkisi üzerine yapılan bir araştırma, daha geleneksel yaklaşımlara bağlı kalmak isteyen bir yöntemdir. Bu yöntem sonucunda, yöntemi etkili bulmadıklarını, öğretmenlerin uzaktan eğitim öğretimde, eğitim taleplerini karşılamak için çeşitli meslek içi eğitimi almaları gerektiğini belirtmiştir.

Mehmet Hakan Öztürk