Cumhurbaşkanına En İçten Dileklerimle

Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

Mehmet Âkif Ersoy

 
Beni bu teşekkür mektubunu yazmaya iten şey hiç şüphesiz ki hakkaniyetli olmayı kendime düstur edinmiş olmam oldu. Aldığım terbiye, edindiğim ahlak bilgisi gereğince nerede, ne şekilde olursa olsun yiğidi öldürecek fakat hakkını yemeyecektim.

Güzide ülkemin, sıkı sıkıya bağlı olduğum vatanımın başına gelmiş en güzel şey hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanımız ve ekibinin neredeyse yirmi yıla yakın iktidarda oluşudur. Biliyorum, bu durumdan rahatsızlık duyanlar, eleştirenler ve hatta kin güdenler var. Evvela bu güruhu adil olmaya, hak edenin hakkını vermeye davet ediyorum. Nankörlük hiç şüphesiz bir insanın gerek kendisine gerekse topluma verdiği en büyük zararların başında gelmektedir. İşte böylelerine cevaben bu mektubu kaleme almaya karar verdim. Niyetim, ülkemizde yaşanan harikulade yönetim anlayışını bir kez daha hatırlatmak ve bu vesile ile Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmektir.

Dünyadaki gelişmeleri takip eden herkes bilir ki özellikle batılı toplumlar başta olmak üzere dünyanın hemen hemen her devletinde vatandaşı bastırma, düşüncelerini kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme ve aykırı sesleri susturma çabası mevcuttur. Oysa bizim ülkemizde genci, yaşlısı, toplumun her bir ferdi fikri ne olursa olsun hür bir şekilde ifade etmekte ve fikir özgürlüğünün bizzat devlet tarafından koruma altına alınmış olmasından dolayı hür bir toplum olmanın keyfini sürmektedir. Bizlere bunca yıldır bu hür düşünce ortamını oluşturan, her türlü eleştiriyi, aykırı sesi kimden gelirse gelsin sineye çeken ve büyük bir içtenlikle anlayış gösteren Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim. O değil mi ki tüm egosundan sıyrılıp vatandaşı ile arasına çizgi çekmeden eşit bir şekilde muamele eden? Böylesi evla bir şahsiyet ancak efsanelerde olur doğrusu…

İstatistikleri takip eden kimseler bilir ki kadına şiddet olayları dünyanın birçok ülkesinde başlıca problem hâline gelmiş durumda. Kadınların hürriyetleri, hakları ve hatta canları tehdit altında; oysa ülkemiz bu konuda da dünyaya öncülük eder bir vaziyette bulunuyor. İstanbul Sözleşmesi gibi mühim bir sözleşmeye öncülük eden, uygulanması için gerekli tüm tedbirleri alan, şiddet vakalarını önleyici politikaları ile tüm dünya liderlerine parmak ısırtan, bizlerin dilediğimiz işlerde eşit bir şekilde çalışmamıza vesile olan, kimseden korkmadan özgürce hayatlarımızı devam ettirebilmemiz için elinden gelen her şeyi yapan, arada bir gerçekleşen vahim olaylarda mahkemelerimizin verdiği emsal kararlar ile suçlunun cezasını tam anlamı ile çekmesi için gerekeni yapan Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim.

Pandemi ile birlikte tüm insanlık işsizlik ile boğuşurken ve daha da mühimi yaşam mücadelesi verirken ülkemizde başta işçilerin hakkı olmak üzere işverenlerin hakkını dahi gözeten, kapanan işyerlerinden ötürü oluşan mağduriyetin giderilmesi için canla başla çalışan, tüm dünya işten çıkartılma oranları ile baş etmeye çalışırken, sosyal devlet anlayışı ile bu süreci olabildiğince rahat ve etkilenmeden geçirmemizi sağlayan Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmeyelim de ne yapalım?

Yine pandemi dolayısıyla eğitiminden geri kalan, hatta pandemi sonrası okula dönüp dönmeyeceği muamma olan binlerce çocuk ve genç varken pandemi öncesindeki eğitim sistemi ile zaten örnek teşkil eden ülkemizin pandemi sürecinde de başarılı politikaları ile ülkenin genç nesline verdiği önemi bir kez daha gösteren bu iktidarı ve onun kıymetli başkanını takdir etmemek içten bile değil. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, “Düşün, hayal et, uygula!” sözü işte bu süreçte onun ne kadar öngörülü ve kabiliyetli bir lider olduğunun ispatı değil midir?

En ufak afette dahi kriz noktasına gelen birçok ülke varken, aldığı tedbirlerle, kurduğu kriz yönetimi sistemi ile afetlere hazırlıklı bir ülke olmamızı sağlayan, bizi geleceğe dair huzurlu bir şekilde hazırlayan Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmemek delalet içerisinde olmak değil midir?

Hepimiz biliyoruz ki terörle mücadele kapsamında teröristlerle masaya oturan ve hatta teröristleri yıllarca masum sanıp bir gece ansızın kandırılan devletler var. Oysa ülkemizde terörle mücadele konusunda en ufak tavizin verilmemesi, gerek sahada gerek masada devletimizin büyüklüğünün her daim hainlere hatırlatılması, işte bu yüce yönetim ve Cumhurbaşkanımızın kabiliyeti sayesinde değil midir?

Devlet liderleri her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıp, milleti millet yapan unsurları sırf birkaç oy için baltalarken göreve ilk geldiği günden itibaren Türklük şuuru ile çalışan, çabalayan ve Türklüğü yücelten yine bizim Cumhurbaşkanımız değil midir? Var olsun.

Ekonomisindeki dalgalanmalar ve güvensizlik sebebi ile krizin eşiğinde onlarca ülke varken gerek hukuk sisteminin güvenilirliği gerekse siyaseten oluşturulmuş istikrar ile ülkemizi yerli ve yabancı yatırımcıların ilk tercihi hâline getiren Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmek ve onu oluşturduğu bu ortam için kutlamak vatandaşlık görevimiz değil midir?

Vatandaşını üçüncü sınıf muamelesine tâbi tutan, sokaklardaki evsizlere pandemi yasakları sebebiyle ceza kesecek kadar çelişkili politika yürüten, insanı eline “iş, aş” yazıp intihar ederken kendisi ve ekibi refah içinde yaşamaya devam edip hayatın gerçeklerine gözlerini yuman birçok lider varken; ülkemizde her bir evsiz, işsiz için tüm tedbirlerin alınması, onların insanî bir hayat sürebilmeleri adına gereken tüm çalışmaların yapılması yine etkin bir yönetim anlayışına sahip olan Cumhurbaşkanımız sayesinde değil midir?

Bir kez olsun, sadece bir kez olsun herkesi elini vicdanına koymaya davet ediyorum. Ülkemizin içerisinde bulunduğu fevkalâde durumu diğer ülkelerle kıyaslayarak anlatmaya çalıştım ki bu yönetimin hakkını daha fazla yemeyin diye… İnanmayanlar söylediklerimin doğruluğunu ya da yanlışlığını teyit ededursun ben de sayın Cumhurbaşkanımızın dağıttığı keyif çayından bir bardak daha içmeye gideyim. Bu çay, öyle efsunlu bir çay ki insanın hayata bakış açısını değiştiriyor. Öyle sanıyorum ki devletin geçimini çaydan sağlayan Karadeniz halkına olan hassasiyetinin yansıması bu tat, algıları açıyor. Bu ülkede herhangi bir problem, işsizlik, terör, kadına şiddet olayı olsaydı; sizce Cumhurbaşkanımız bizimle alay eder gibi meydanlarda keyif çayı dağıtır mıydı? El insaf, lütfen!

Esen kalın.

YAZAR

Sinem SAKA

EDİTÖR

Zeynep Gökçe Azman

2 cevaplar
    • Ekrem Müftüoğlu
      Ekrem Müftüoğlu says:

      Arzu Hanım, Sayın Cumhurbaşkanımız ve ülkemizin ihalelere en çok para yatırıp kazanan iş adamları çoğunlukla Rizeli olduğu için saygıdeğer yazarımız övmek istemiş diye düşünüyorum…

      Cevapla

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir