Niçindir Yaşamak

Adam geceyi yüklenip yola koyulmuş,
Müsveddeler tüketmiş, duvarlara yazmış,
Buz dağlarıyla konuşmuş kimi zaman,
Kimi zaman susmuş da tek kelime etmemiş.

Kitaplara söylenmiş bir de kötü yazılmış birkaç şiire,
Saygıda kusur etmemiş mübeccele,
Fakat cevap verememiş, niçindir yaşamak!

Durmamış denemiş yine de,
Bir yerden başlamış,
Dünyanın çatına iki mermi,
Ve yazamamış da kalbinden geçenleri,

Kara kaplı bir deftere hesap sormuş kendince,
Şöyle demiş kulak verelim:

İnsan uzaksa yakın bildiklerine,
Yaradan’a sığınmışsa bir hüzün boyu,
Hüngür hüngür ağlamışsa dünya yüküne,
Elleri kavuşmamışsa hayalleriyle,
Gurbet yükü ağırsa omuzlarına,
Bilememiş, niçindir yaşamak!

İki kelimelik tebessümlere sığınmamışsa güneşli günlerde,
Yağmur yağarken haykırmamışsa gökyüzüne,
Pas kaplıysa gözbebekleri,
“Ayakları donuk bir yolcuysa gelgelelim.”
Kifayetsiz küfürler ediyorsa geçmişe,
Kuytu bir köşede şakaklarından vurmak istiyorsa bugünü,
Anlamı yoksa artık geleceğin,
Bilememiş, niçindir yaşamak!

Üç beş dosttan da umudu kesmişse,
Ağzından çıkanı bellemişse pasak,
Göğüs kafesinden utanıyorsa,
Kaleme razı olmuşsa heybetli bedeni,
Ana baba kardeşe sürgünse ömrü,
Fazla anakronik iskelet denen makina,
Gülüp geçemiyorsa olan bitene,
Çiçek toplamıyorsa yılın en az bir haftası,
Şiir yazmıyorsa yahut resim çizmiyorsa,
Bilememiş, niçindir yaşamak!

Yurdunun en sert tütününe kafa tutmuşsa,
Elbet ölüm demiş, gerisine yummuşsa gözlerine,
Soruyor şimdi,
Söyle,
Niçindir yaşamak!

YAZAR

İsa Tekin

EDİTÖR

Ekrem Müftüoğlu