Bilirsin Haydutlar Gerçektir

bilirsin haydutlardan bahsetmek tehlikelidir,

çünkü onlar ancak geceyi çalarken nefeslenir…

 

ahir ömrümün vadesi doldu heyhat,

bundan sonrası ancak icabı gereği yaşamak

yahut mümkün kılındığı ölçüde ölmektir.

 

nitekim her birimiz yanıtlamak durumundayız,

mecburiyetler zincirinde hangisini tercih ettiğimizi;

sönük bir yaşam mı kurutacak gencecik ellerimizi?

yoksa dillere destan bir biçimde ölmek mi zorundayız?

 

sus ve dinle, küsmüş tüm açelyalar seher vaktine,

kediler bile böyle bir kadere, dönüp bakmaz elbette,

yüz çevirmiş kısraklar memleketin en güzel nehrine,

ya el ver elime bu batakta ya da artık zulmetme.

 

yoksa ellerini yakamdan çekmeyecektir bu haydutlar…

 

ne hünerine karşı eline su dökebiliyorum tanrı’nın

ne de adaletsizliğine isyan edebiliyorum hışımla.

konuşmam bile gücüne gidiyor kuvveti mutlak olanın,

nasıl susayım sahip olurken böylesi berbat bir bahta?

çünkü ne katlanabiliyorum bu dünyanın kahrına

ne de gülebiliyorum gönderdiği her belanın inadına.

 

ne de olsa tebessümün haracını kesmektedir haydutlar…

 

korkuyorum!

sonbahar telaşına kapılmış tüm çiçekler,

bir gün karşıma geçip sıra sende diyecekler.

 

bir seher vakti haydutlar gözlerini sana dikecekler…

 

sen benim kelimelerimsin,

mürekkebimden akmadan duramazsın.

sen benim “b” harfimsin,

hiçbir kelimenin sonunda bulunamazsın.

 

ne bir bahar gelir ömrüme ne de bir vaha bulunur çölümde,

artık ne nefes almak helaldir ne de ermek şafak vaktine.

 

ve unutma hiçbir haydut el koyamayacaktır kelimelere…

YAZAR

Oğuz Can Acar

EDİTÖR

Elif Berra Kılıç

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir