Kalemimi Tükettim

Yeminli kelimelerin salgınlı harflerine bulaşıyorum.

Ezelden tanıdığım binbir çeşit kelimeyle boğuşurken,

Mızrakların ırgalanmış gökyüzüne saplanışını seyrediyorum.

Yıldızlara yel vurdu şimdi, belli;

Ellerim göğü mürekkep etti.

Mürekkep damlayan kalemimden, yıldızlar kayıyor şimdi.

Çığ gibi büyüyen kelimelerin zihnine yol ediniyorum ayaklarımı.

Büyülü kelimelerin sandıklarında cisim bulamaz kelimelerim artık,

Yol alıyorum ışıksız kelimelerin zindanlarına.

Göğün altında savaş başladı,

Koşun yürekli sandıklar.

Burdan sana ve bana ulaşan,

Heybetsiz bir yol var.

Uçurum harflerinin cümlelerime yankı uyandıracağına,

Bir de sessizlik nidasıyla uzaklara savrulacağımıza,

Bu ideal kelimelerin anlamlara dönüşebileceğine inanmıyorum artık.

İnancım yüreksiz bir yanardağda is olmuş,

Heybetli sandıkların haberlerini bekliyor artık.

Gün kelimelerden önce bana doğmalı,

Kalemim kelimeleri tutmuyor,

Kalemimden kelime akmıyor artık.

Kalem sesini duyunca,

Kendiyle güreşmeye başlamış harfler tanıyorum.

Tanıdığım harfler ağaçlar yontuyor, karanlıkta savruluyor,

Deli oluyorum.

Üstüne bir de sesleri hiç çıkmayan heceleri bağırıyorum.

Hecelerin yankısını bana savurabilecek,

Anlam müdafaası vereceğim şiirler arıyorum.

Oysa bir tan yeli hizasında,

Kalemimi sana dokunduracaktım senli diyarlarda.

Şimdi fütursuzca boğuşan ben,

Kalemimi tükettim.

YAZAR

İrem Yılmaz

EDİTÖR

Elif Berra Kılıç

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir