Her şeyden habersiz günü geçirirken bu sabah saatlerinde doğup büyüdüğüm mahallede bir kadının sırf ilgisine karşılık vermediği için bir cani tarafından vahşice öldürüldüğü haberini gördüm. Haberin başlığı eylemin vahşiliğinden daha gaddardı. 

‘İstanbul’da platonik aşık dehşet saçtı…’

Yaşamınızı idame ettirme gayesi ile sabah evden çıkıp işe giderken yolunuz istemediğiniz biri tarafından kesilip öldürüldüğünüzde medyanın sizi anma şekli bu olacak. Platonik aşık dehşet saçtı. Öldürüldünüz ama katiliniz platonik aşıktı. Artık alacak bir nefesiniz yoktu ve bu olay sizin artık bir dakika bile yaşamayacak olmanızın gölgesinde dehşet saçtı. 

Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde her gün yaşı, cinsiyeti, dili, dini, ırkı farketmeksizin kadınlar şiddete maruz kalıyor ve hatta öldürülüyor. Katillere kin kusup, öfkemizi belirtirken medyanın bu haberleri bize sunuş şekline dikkat ettiniz mi? Katilin hep bir bahanesi bir sıfatı var basına göre. 

‘Kıskanç eş’ , ‘Öfkeli baba’ , ‘Platonik aşık’ , ‘Beraber yaşadığı erkek arkadaşı’

Türkiye’de ölümün dehşetinden ziyade öldürenin sıfatlarına dikkat çekiyor medya. Çünkü kadın öldürüldüyse illa bir sebebi vardır. Ya erkek kıskançtır ya kadın erkeği kıskandırmıştır. Birçok örnek gösterilebilir bu hususta. Ama değişmeyen tek şey bu gibi kadın cinayetlerinde medyanın erkekten direkt ‘katil’ diye bahsetmemesidir. Bu ikiyüzlülük ve yanlılık ile cinayetlerin ortağı olan medya kendileri hedef tahtasına oturtulduğu zaman basın özgürlüğü diye günlerce ağlamakta da çok ustadır oysa. Basın özgürlüğü isteyen medyanın basın ahlakından nasiplenmesi için daha kaç kadın hayattan kopartılacak? Daha kaç kadın öldürülmesinden sorumlu tutulacak? 

Değişim öncelikle zihniyette başlar. Zihniyetin değişimi eylemlerin dönüşümüne gebedir. Türkiye’de değişmesi zorunlu bir ‘kadın cinayetleri’ zihniyeti mevcut. Hayatını erdemlerine bağlı ve iyi insan olma gayretinde yaşayan bizler bu değişim ve dönüşümün öncüleri olmakla mükellefiz. Bizler bıkmadan usanmadan yanlışa yanlış diyerek doğru olanı dillendirmezsek sürekli dillendirilen yanlışlar meşruluk kazanacak ve değiştirilemez öğretiler olarak zihinlerde yer alacaktır.

Türkiyedeki basın bu anlamda epey geridedir ve eğitilmelidir. Hiçbir kadın dul olduğu için, istemediği birine karşılık vermediği için öldürüldüğünde katilinden platonik aşık diye bahsedilsin istemez. Bugün yaşıyor olabiliriz ama yarın öldürüldüğümüzde ölümümüzden ziyade öldürenin haklı (!) sebeplerinden konuşulmasını istemiyorsak bugün bu yanlışa en gür sesimizle dur demeliyiz!

Kadının yaşamı, tercihleri, özgürlük alanları maalesef ki toplumumuzda asırlardır üzerine en çok konuşulan konu olmuştur. Türkiye Cumhuriyetine gönülden bağlı hür bir kadın olarak bu zihniyeti kabul etmiyorum! Erkekler gibi biz de bu dünyaya cinsiyetimizden evvel insan olarak geldik. İnsan gibi yaşamak, insan gibi özgür olmak, insan gibi değer görmek istiyoruz. Düşüncelerimizin ve eylemlerimizin cinsiyetimize bağlı olarak yorumlanmasından ve eleştirilmesinden ve medyanın ısrarla bu zihniyete çanak tutmasından şikayet ediyoruz! 

Erdemin ve iyinin cinsiyeti yoktur. Herkes için kabul edilebilir olguların söz konusu kadınlar olunca öne sürülmesini ya da tam tersi görmezden gelinmesini kabul etmiyoruz. Namus sadece kadına ait olmadığı gibi özgürlük de sadece erkeğin tekelinde değildir bizler bunu biliyoruz. Öldürüldüğümüzde giydiğimiz kıyafetler, dışarıda olduğumuz saat, özel yaşantımız konuşulsun istemiyoruz. Bir kadının daha yaşamdan, hayallerinden, ideallerinden, sevdiklerinden koparıldığının duyurulmasını ve hatta haykırılmasını istiyoruz. 

Düşüncelerde ölüyor, eylemlerde son nefesimizi veriyoruz. 

(Not: Birkaç ay önce ‘internette uygunsuz görüntülerinin olduğu’ bahanesi ile babası tarafından öldürülen genç kızın ölümüne dair bir gelişmeyi okudum bu yazıyı yazdıktan hemen sonra. İddia edilen görüntülerdeki kızın öldürülen kız olmadığı tespit edilmiş. Görüyoruz ki bir genç kızın yaşamı bir videonun internette dolanmasına bağlı olacak kadar hassas bir iple bağlı. Mevzu bahis video genç kıza ait olmuş olsa bile hiçbir genç kızın babası tarafından bu şekilde öldürülmesi kabul edilebilir değildir!)

0 cevaplar
  1. esratemir
    esratemir says:

    Öncelikle bir kadın olarak kadınları sesi olduğunuz için teşekkür ederim. Yazdıklarınız üzerine çok şey söylenebilir. Ama bence bizim asıl sorunumuz kadınların bir olamaması. Garip bir şekilde şiddet gören, öldürülen bir kadını başka bir kadın yargılayabiliyor. Bazı kadınlar tarafından bile kadın kontrol edilmesi gereken bir varlık olarak görülebiliyor. Daha iki önce sırf istediğim gibi giyinmek inancımı kendim özgürce seçmek istediğim için babamdan iki tokat yedim. Ama annem benim yanımda olmak yerine, bunu hakkettiğimi söyleyerek babamın yanında yer aldı. Bu insanlarla, bu zihniyetle yaşamak istemiyorum ama gidecek yerimde yok. İş arıyorum o da yok. Lanet olsun! Bu ülkede kadın olmak çok zor. Ama bana atılan iki tokat beni daha da güçlendirecek. Babamdan böyle bir şey beklerdim ama annemin bir kadın olarak yanımda yer alması gerekirdi. Tekrar teşekkür ederim bu güzel yazı için. Bunlarında neden yazdım hiç bilmiyorum. Yazmak iyi geldi ama.

    Cevapla

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

esratemir için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir