Haykırdım gölgesini büyük sayan mağrur duvara,

Yankılarını dinledik,

Mezar taşları arasında gezinen haddimin.

Delilik vehmiyle kıvrılan yağmura şiirler okuduk,

Oralı olmadı gökyüzü,

Uykuya daldı o esnada.

Ve kurşuni böğürmelerinde,

Anakronik bir fabrikayı andıran

Öfkemi çoğalttım an be an dünyaya.

Mumlar yaktım ve aradım.

Güvercin kanatlarında yapraklar,

Yaşamak gibi heyecanlı bir tıpırtı olurdu bana,

Fakat hapsedemedim bir kırlangıcı göğüs kafesime,

Utançlar gezdirip kızlarımı kustum,

Her şeyi işittim şu kısacık hayatta,

Şahidim bu dünya bıçkın bir meseledir,

İnsanlık halidir diyemedim.

Uzaklardaydın ey kalbim,

Ben cenk meydanında,

Savaş görmemiş bir erdim, titredim.

Bana yaşamak düştü çarkların gövdesinde,

Demir kapılarla hesaplaşmaktan,

Omzun çürümelidir derdi ustam,

Kapıyı tarumar etmemek adına direndim.

Başardım ve karşınızdayım işte ,

Güneşin doğması gibi yeniden dirildim.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir